İsmail Gaspıralı, 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Türk-İslâm dünyasında etkili olmuş bir düşünürdür. O, hem bir mütefekkir, hem bir aksiyon adamıydı. Kırım'da umum Türk halkları için yayımladığı Tercüman gazetesi, çocuklar ve kadınlara yönelik dergileriyle bir akımın, daha doğrusu yenilikçiliğin öncüsü durumuna geldi. “Dilde, fikirde, işte birlik”, bu düşünce ve faaliyetlerinin ana umdesi oldu.
Rusya ve Batılı emperyalist devletlerin işgali ve kültürel tesiri altına giren Müslüman milletlerin bu vahim durumdan kurtulması için kendi kültür ve inançlarına bağlı kalarak ilmî gelişmeleri takip etmesi ve çağın gereklerini yerine getirmesinin elzem olduğuna inandı. Ayrıca, düşünceleri doğrultusunda mensubu olduğu millet ve ümmeti bitmeyen bir enerji ile ikna etmenin gayreti içinde oldu ve bu uğurda hayatını vakfetti.
Gaspıralı, gazete ve dergilerde yazdığı makalelerle düşüncelerini dile getirdiği gibi, roman tekniğini de kullanarak fikirlerini işlemiş ve geniş kitlelere mal etmeye çalışmıştır. Bunun en güzel örneği Dârürrahat Müslümanları adlı romanıdır. Ancak, ünlü düşünürün söz konusu eserinde alternatif bir İslâm toplumu önermesi, eseri istisnaî bir duruma getirmiş, roman/hikâye yönü gölgede kalmıştır. Eser, yazarın idealleri ve düşüncelerinin bir nevi özü hükmündedir ve başlı başına bir ütopyadır. Daha doğrusu, Batılı filozofların inşa ettiği ütopyalar örneğinde olduğu gibi, Dârürrahat Müslümanları da Türk-İslâm medeniyetinin kültürel kodlarıyla tasarlanmış bir ütopyadır. Bundan dolayı eser ayrıcalıklı hâle gelmektedir. Elinizdeki kitapta, bütün bu hususlar dikkate alınarak Gaspıralı'nın bu müstesna çalışması kritik edilmekte, düşünce tarihi içinde önemli bir halkayı teşkil ettiği kanıtlanmaktadır
İsmail Gaspıralı, 19. yüzyılın sonları ile 20. yüzyılın başlarında Türk-İslâm dünyasında etkili olmuş bir düşünürdür. O, hem bir mütefekkir, hem bir aksiyon adamıydı. Kırım'da umum Türk halkları için yayımladığı Tercüman gazetesi, çocuklar ve kadınlara yönelik dergileriyle bir akımın, daha doğrusu yenilikçiliğin öncüsü durumuna geldi. “Dilde, fikirde, işte birlik”, bu düşünce ve faaliyetlerinin ana umdesi oldu.
Rusya ve Batılı emperyalist devletlerin işgali ve kültürel tesiri altına giren Müslüman milletlerin bu vahim durumdan kurtulması için kendi kültür ve inançlarına bağlı kalarak ilmî gelişmeleri takip etmesi ve çağın gereklerini yerine getirmesinin elzem olduğuna inandı. Ayrıca, düşünceleri doğrultusunda mensubu olduğu millet ve ümmeti bitmeyen bir enerji ile ikna etmenin gayreti içinde oldu ve bu uğurda hayatını vakfetti.
Gaspıralı, gazete ve dergilerde yazdığı makalelerle düşüncelerini dile getirdiği gibi, roman tekniğini de kullanarak fikirlerini işlemiş ve geniş kitlelere mal etmeye çalışmıştır. Bunun en güzel örneği Dârürrahat Müslümanları adlı romanıdır. Ancak, ünlü düşünürün söz konusu eserinde alternatif bir İslâm toplumu önermesi, eseri istisnaî bir duruma getirmiş, roman/hikâye yönü gölgede kalmıştır. Eser, yazarın idealleri ve düşüncelerinin bir nevi özü hükmündedir ve başlı başına bir ütopyadır. Daha doğrusu, Batılı filozofların inşa ettiği ütopyalar örneğinde olduğu gibi, Dârürrahat Müslümanları da Türk-İslâm medeniyetinin kültürel kodlarıyla tasarlanmış bir ütopyadır. Bundan dolayı eser ayrıcalıklı hâle gelmektedir. Elinizdeki kitapta, bütün bu hususlar dikkate alınarak Gaspıralı'nın bu müstesna çalışması kritik edilmekte, düşünce tarihi içinde önemli bir halkayı teşkil ettiği kanıtlanmaktadır