Cenevre Uluslararası Yüksek Etütler Enstitüsü’nde görev yapan bu eserin yazarları Mohammad Reza Djalili ve Thierry Kellner, İran, Orta Asya, Hazar, vb. bölgelerin uluslararası stratejik çalışmaları ile tanınmış saygın bilim adamlarıdır. Djalili ve Kellner yayınevimizde 2009’da yayınlanan “Yeni Orta Asya Jeopolitiği” adlı dev eserle Türk kamuoyu tarafından yakından bilinmektedir.
Türklerin Orta Doğu’ya gelmesinden beri çok sıkı kültürel ve siyasî ilişkiler içinde bulunduğu İran son iki asırdır büyük çalkantılar geçirmiş bir ülkedir. Türkiye’de özellikle genç kuşaklar, günümüzde dünya kamuoyunu yakından ilgilendiren İran’da olup bitenleri hep yabancı haber ajanslarının gözünden takip etmiş bu büyük ve kadîm ülkenin yakın tarihi ancak birkaç meraklı veya uzman tarafından incelenmiştir. Oysa İran’ın yakın tarihinde Türkiye için öğrenilecek, ders alınacak pek çok olay vardır.
İşte elinizdeki bu eser, bilim adamlarının tarafsız gözlemi altında, İran’ın “çağdaş” olarak nitelenebilecek tarihî dönemini geniş halk kesimlerinin rahatça anlayabileceği bir dille bize aktarmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda gerçekleştirilen inkılâpların İran’da Pehlevî hanedânının kurucusu Rıza Şah’a nasıl örnek teşkil ettiği, ancak oğlu Muhammed Rıza Şah döneminde bu inkılâpların neden tam anlamıyla başarıya ulaşamadığı; yabancı güçlerin müdahalesi hattâ işgâlinin İran gibi bir ülkeyi nasıl yoksulluğa ittiği; İran İslam Cumhuriyeti’nin hangi temeller üzerinde kurulduğu, hangi ilkelere dayandığı; iç çatışmaların ve anlaşmazlıkların neden kaynaklandığı ve İslam Cumhuriyeti Başkanı Ahmedinejad’ın son siyasî girişimlerinin nasıl geliştiği gibi daha onlarca soruya cevapları hacimce küçük, ama bilgice yoğun bu eserde bulacaksınız.
Cenevre Uluslararası Yüksek Etütler Enstitüsü’nde görev yapan bu eserin yazarları Mohammad Reza Djalili ve Thierry Kellner, İran, Orta Asya, Hazar, vb. bölgelerin uluslararası stratejik çalışmaları ile tanınmış saygın bilim adamlarıdır. Djalili ve Kellner yayınevimizde 2009’da yayınlanan “Yeni Orta Asya Jeopolitiği” adlı dev eserle Türk kamuoyu tarafından yakından bilinmektedir.
Türklerin Orta Doğu’ya gelmesinden beri çok sıkı kültürel ve siyasî ilişkiler içinde bulunduğu İran son iki asırdır büyük çalkantılar geçirmiş bir ülkedir. Türkiye’de özellikle genç kuşaklar, günümüzde dünya kamuoyunu yakından ilgilendiren İran’da olup bitenleri hep yabancı haber ajanslarının gözünden takip etmiş bu büyük ve kadîm ülkenin yakın tarihi ancak birkaç meraklı veya uzman tarafından incelenmiştir. Oysa İran’ın yakın tarihinde Türkiye için öğrenilecek, ders alınacak pek çok olay vardır.
İşte elinizdeki bu eser, bilim adamlarının tarafsız gözlemi altında, İran’ın “çağdaş” olarak nitelenebilecek tarihî dönemini geniş halk kesimlerinin rahatça anlayabileceği bir dille bize aktarmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda gerçekleştirilen inkılâpların İran’da Pehlevî hanedânının kurucusu Rıza Şah’a nasıl örnek teşkil ettiği, ancak oğlu Muhammed Rıza Şah döneminde bu inkılâpların neden tam anlamıyla başarıya ulaşamadığı; yabancı güçlerin müdahalesi hattâ işgâlinin İran gibi bir ülkeyi nasıl yoksulluğa ittiği; İran İslam Cumhuriyeti’nin hangi temeller üzerinde kurulduğu, hangi ilkelere dayandığı; iç çatışmaların ve anlaşmazlıkların neden kaynaklandığı ve İslam Cumhuriyeti Başkanı Ahmedinejad’ın son siyasî girişimlerinin nasıl geliştiği gibi daha onlarca soruya cevapları hacimce küçük, ama bilgice yoğun bu eserde bulacaksınız.